Modern Türk yazı dilleri döneminin bir önceki safhasını oluşturan Yeni Türkçe dönemi
16. yüzyıldan itibaren Türk dili alanında mahallî dil özelliklerinin mevcut yazı diline girmeye
başladığı dönemdir. Bir anlamda bu yeni dönem, Modern Türk yazı dillerinin şekillenmeden
önceki hazırlık devresini oluşturmaktadır.
Tarih boyunca geniş bir siyasî coğrafya içinde yer alan Türklüğün, ayrı ayrı siyasî
teşekküllerde bulunmakla birlikte, müşterek bir edebî dilde buluştuğunu ve 15. yüzyılın ilk
yarısından itibaren İslâmî Türk muhitinde iki edebî dil/yazı dilinin mevcut olduğunu
biliyoruz. Balkanları, Anadolu’yu ve Azerbaycan’ı içine alan ve Oğuz temelinde şekillenen
Batı Türk yazı dili ile Uygur-Karluk ağzı temelinde şekillenen İdil-Ural ve Orta Asya sahasını
içine alan Doğu Türk yazı dilidir. Her iki yazı dilinin sınırları çeşitli sosyal, siyasî ve coğrafî
hareketlenmelerle birbirine yer yer geçmiş, aralarındaki organik bağı korumuş, ayrıca
bulunduğu coğrafya içinde etnik unsurlarının da yazı diline dahil edilmesiyle yazı dili gelişim
süreçleri tamamlanmıştır.
Osmanlıcanın temsil ettiği Hem Batı Türk yazı dili alanında hem de Çağataycanın temsil
ettiği Doğu Türk yazı dili alanında Türkçenin yerel konuşma ağızlarının yazı dillerini
etkilemesiyle, Genel Türk dillerinde yeni varyasyonlar oluşmaya başlamış, 20. yüzyıldaki
Modern Türk yazı dillerinin temelleri bu dönemde atılmaya başlanmıştır.
Modern Türk dili dönemi (20.yy-)
Modern Türk Dili alanı daha öncede söylediğimiz gibi Balkanlardan Büyük Okyanusa, Kuzey
Buz Denizinden Tibet'e kadar uzanan çok geniş bir alandır.
Türk dilinin tarihsel gelişim süreci içinde bir takım iç ve dış faktörlerle çeşitli kollara,
diyalektlere ayrıldığını daha önce ifade etmiştik.
Bugün Türk lehçelerinin büyük bir kısmı devlet dili, yazı dili, edebî dil, edebiyat dili, vb.
statüsünde kullanılmaktadır: Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan
Cumhuriyetleri; Rusya Federasyonu içinde Tataristan, Başkurdistan, Çuvaş, Kabartay-Balkar,
Karaçay-Çerkes, Dağıstan, Tuva, Saha (Yakut), Altay, Hakas Cumhuriyetlerinde, bu
14
cumhuriyetlerin adıyla aynı adı taşıyan Türk lehçeleri bu sayılan cumhuriyet, bağımsız
cumhuriyet ve/veya muhtar cumhuriyetlerde belirtilen statüye sahiptir. Çin Halk
Cumhuriyetinde Şincan Uygur Özerk bölgesinde yaşayan Uygur Türklerinin kendi yazı
dillerini kullanmaktadırlar
9
.
Bugünkü modern Türk dili alanını coğrafi ve lingusitik esaslarda 6 gruba ayırarak size
kısaca bahsetmek istiyorum:
1. Güney-Batı Türk ~ Oğuz Türk Lehçeleri
2. Güney-Doğu ~ Uygur ~ Karluk Lehçeleri
3. Kuzey-Batı ~ Kıpçak Türk Lehçeleri
4. Kuzey-Doğu ~ Sibirya Türk Lehçeleri
5. Çuvaşça
6. Halaçça
GÜNEY-BATI TÜRK LEHÇELERİ (OĞUZ)
1. Türkiye Türkçesi
2. Azerice
3. Gagauzca
4. Türkmence
5. Horasanca
Yukarıdaki beş lehçeyi Oğuz grubu Türk lehçeleri olarak kabul ediyoruz. Bu lehçeler
içinde Horasancanın yazı dili yoktur. Diğer Türk lehçeleri birer yazı dilidir. Türkçe, Azerice
ve Gagauzca birbirine çok yakın Türkçelerdir. Türkmence Oğuz grubu içinde özellikli bir
yere sahiptir ve Oğuz coğrafyasının en doğusunda yer alır ve dolayısıyla Doğu Türkçesine
yakın ve temas hâlindedir.
Oğuz grubu içinde konuşur sayısı ve konuşurlarının dağılımlı coğrafyası bakımından en
büyük grup Türkiye Türkleridir. Türkiye Türkçesi, Türkiye’de, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti,
Balkan Ülkeleri, Yunanistan, Bulgaristan, Eski Yugoslavya topraklarında, Makedonya ve
Romanya’da, Batı Avrupa ülkeleri ile Avusturalya kıtasında konuşulmaktadır. Türkiye’de
1928 yılında harf devrimi ile Latin yazısı kabul edilmiştir.
Türk yazı dili İstanbul ağzı
temelinde şekillenmiştir. Türkiye Türkçesi Anadolu ve Rumeli ağızları olmak üzere zengin
bir alt diyalekt alanına sahiptir.
Gagauz Türkçesi Oğuz grubunun en küçük kolunu oluşturur. Oğuzcanın en batıda kalan
bu kolunu konuşanların büyük bir kısmı bugün Moldova cumhuriyetinin güneyinde ve
Ukrayna’nın güneybatısında yaşarlar. Ayrıca Bulgaristan ve Dobruca’da ve Kafkaslarda da
9 Bkz. http://www.humanity.ankara.edu.tr/turklehceleri/hakkimizda.htm
15
yaşayan Gagauz toplulukları vardır. Gagauzlar Hristiyan Türklerdendir. 20 Ağustos 1990’da
Moldova’da Gagauz yeri adlı özerk bir devlet kurmuşlardır. Devletlerinin resmî konuşma
dilleri, Gagauzca, Romence ve Rusçadır. Gagauz Türkçesi aslında dilbilimsel açıdan
baktığımızda Türkiye Türkçesinin bir ağzıdır. 1957’de Sovyetler birliği içinde yazı dili olarak
resmî statüsünü kazanmıştır, 1996’ya kadar kiril harfleriyle yazılmıştır. Bugün Slavcanın
yoğun etkisi altındadır. Özellikle Gaguzcanın sözdiziminde bu Slav etkisi dikkati çeker.
Gagauzcadan sonra Türkiye Türkçesine en yakın Türkçe; Azerbaycan Türkçesi,
Azerbaycan cumhuriyeti, Ermenistan’da, Gürcistan ve en kalabalık olarak İran’da
konuşulmaktadır (Tebriz ağzı, Kaşkay-Eynallu ağızları). Irak’ta konuşulan Kerkük Türkçesi
de Azerbaycan Türkçesinin bir ağzı olarak kabul edilmelidir. 19. yüzyılın ikinci yarısında Rus
işgaliyle ikiye bölünen Azerbaycan’ın tarihinde Türkmençay antlaşması (1828) ile yeni bir
dönem başlamıştır. Kuzey Azerbaycan Rus hakimiyetine girerken, Güney Azerbaycan’da İran
hakimiyeti altına girmiş, dolayısıyla Azerbaycan Türklüğü iki farklı fikrî ve kültürel, dini
çevrede yaşamıştır. İslamın Şia geleneğine bağlı Güney Azerbaycanlılar bölgenin Lingua
Franca’sı olan Farsçanın kuvvetli tesiri altında, İran kültürüyle içiçe yaşamaktadırlar.
Türkmen Türkçesi öncelikle yoğunlukla Türkmenistan cumhuriyetinde, İran ve
Afganistan’da konuşulmaktadır. Türkmen Türkçesinin bir ağzı olan Türühmen Kafkasya’da,
Stavropol’dan Astrahan’a kadar olan yörelerde konuşuluyor.
Oğuz grubu içinde eski Oğuz
Türkçesinin özelliklerini en iyi korumuş olan lehçe ise Türkmencedir. Türkmenler köken
olarak Oğuz boylarına dayanırlar. 11. yüzyıl Türk kaynaklarından itibaren Türkmen
etnonimine kaynaklarda rastlanmaktadır. 1917’den itibaren Sovyetler Birliği içinde yer alan
Türkmenistan, 1991’de birliğin dağılmasıyla 27 Ekim 1991’de bağımsızlığını kazanmıştır.
Başkenti Aşgabat olan Türkmenistan bugün bağımsız Türk cumhuriyetlerinden biridir.
Azeriler gibi Türkmenler de bugün Latin yazısını kullanmaktadırlar. Türkmenler 1996’dan
itibaren Latin yazısını kullanmaktadırlar. Türkmen Türkçesi, Türkçenin ses tarihi araştırmaları
için son derece önemlidir. Ana Türkçenin aslî uzun ünlülerini Yakut ve Halaç lehçeleriyle
birlikte sistemli olarak koruyan bir Türk lehçesidir.
Oğuz dünyasının doğu kolunda yer alan Horosan Türkçesi, İran’ın kuzey-doğusunda,
Horosan bölgesinde konuşulur. Yakın zamana kadar bu Türk lehçesi ile ilgili fazla bir şey
bilinmemekteydi. Bu lehçenin Türkmencenin bir ağzı olduğu düşünülüyordu. Ancak Alman
Türkolog G. Doerfer’in alanda yaptığı önemli çalışmalarla (1969) Horosan Türkçesinin de
Oğuz grubu içinde diğer lehçeler gibi eş değerde özelliklere sahip bir dil olduğu ortaya
konmuştur. Horosan Türkçesi Türkmenceye benzemekle birlikte birçok özellikleriyle ondan
ayrılır.
Oğuz lehçelerinin konuşulduğu coğrafyayı ve tahmini konuşur sayılarını şu şekilde
verebiliriz
10
:
10
Türk lehçelerini konuşanların nüfusla ilgili bilgileri H. Boeschoten “The Speaker of Turkic Languages”, The
Turkic Languages, Lars Johanson/Eva Csato, 1998, s. 1-5)’e dayanılarak verilmiştir.
16
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder